12 Ocak 2010 Salı

Bir Hayal Kuruyorum - Halil Doğangüzel

Posted in by Yönetici | Edit
bir hayal kuruyorum...

yıl: 2023

yer: ayasofya camii karsısındaki mehmet akif parkı

yıllardır avrupa birliği kapısında komik nedenlerle bekletilmis, aldatılmıs ve hatta abd askerleri tarafından
askerlerinin basına çuval geçirilmis türkiye artık o eski gururlu ve bası dik günlerine dönmek istiyordu. daha dün
kurduğumuz o sanlı cumhuriyet yakında koca çınarlar arasına karısacaktı ama ters giden seyler de insanın canını
sıkmıyor değildi... dile kolay, cumhuriyet kurulalı tam 100 yıl olacaktı. bunca badire, koca ikinci dünya savası,
modern çağlarda ki petrol savası, sscb gibi bir devin çökmesi vb. kocaman olaylar bu cumhuriyeti yıkamamıstı...
1938'den bu yana, kıbrıs harekatı dısında bu millet hiç bir zaman tam anlamıyla birlik olamamıs, uluslararası
siyasette de hemen her zaman ezilmisti ama 100. yıla yakısır bir fırtına koparmamız lazımdı, tıpkı 100 yıl önceki
çılgın türkler'in yaptığı gibi...
yeni seçilen hükümet ve cumhurbaskanı bu kötü kaderi değistirmekte kararlıydılar, onlar kadar askeriye de bu ters
gidise dur demekte ısrarlıydı. 100. cumhuriyet bayramı öncesi toplanan milli güvenlik kurulu tarihin en uzun
toplantılarından birini yapmıstı ve çıkısta hiç bir yetkili tek kelam etmemisti... oysa türk milleti heyecanlı bir sekilde
100. yıl için büyük kararlar bekliyordu, fakat ''onca yıldır bir gelisme yok, bir günde her seyin değiseceğini
bekliyoruz, peh peh peh'' diye hayıflananlar da yok değildi. bayrama bir gün kala artık bütün sehir meydanları
gelinlik kızlar gibi süslenmis, bütün yurdu zorunlu bir bayram havası sarmıstı, lakin bu gösterisli hazırlıklara halk ''
100. yıl diye abartıyorlar, değisen bir sey olmayacak, hayatımız böyle devam edecek'' diye içten içten
söyleniyordu.
tarih 29 ekim 2023... bütün televizyon kurulusları anıtkabir'de konuslanmıs devlet erkanını beklerken bir seylerin
ters gittiğini anlamıslardı; devlet erkanının programına göre anıtkabir ziyareti yarım saat önce baslamalıydı, ancak
anıtkabir bombostu... derken trt birden olağan yayını kesip son dakika haberi vermeye basladı; devlet erkanı
istanbul'da, mehmet akif parkı'nda toplanmıstı. bu gelismenin neye gebe olduğunu kimse kestiremiyordu,
cumhurbaskanı'nın birazdan açıklama yapacağı ve açıklamanın canlı olarak yayınlanacağı duyuruldu... halk büyük
bir merakla mehmet akif parkı'na ve etrafına dolusmaya baslamıstı bile ve cumhurbaskanı konusmasına basladı:
saygıdeğer türk milleti;
bugün anıtkabir yerine burada toplanmamızın tabii ki bir nedeni var, lakin bu nedeni ilerleyen saatler içerisinde
açıklayacağız. hiç kimsenin telas etmesine gerek yok, her sey yolundadır ve burada toplanma kararı mgk
tarafından alınmıstır. anıtkabir ziyareti öğleden sonraya bırakıldı, bu önemli günde ulu önderi ziyaret etmemek gibi
bir saygısızlığımız olmayacaktır... bütün halkımız buraya davetlidir, bir kaç saat içerisinde son mgk'da alınan
kararlar halk ile paylasılacaktır.
saygılarımla...
acaba ne olacaktı? tüm halk ve dünya basını merak içerisindeydi, bir fırtınanın kopacağı simdiden belli gibiydi.
saatler ilerledi ve cumhurbaskanı tekrar bir açıklama yaptı:
saygı değer türk milleti;
bizi kırmayarak buraya geldiğiniz ve bu kalabalığı olusturduğunuz için size minnettarım. biliyorum ki, hepiniz
bugün burada toplanma nedenimizi çok merak ediyorsunuz. biz, sizin istekleriniz doğrultusunda, size hizmet
etmek için seçilmis türkiye cumhuriyeti vatandaslarıyız ve bugün size 100. yıl için bir armağan hazırlamayı
düsündük. belki yıllar sonra ilk defa yüzümüz gülecek, belki de çok büyük bir yanlıslık yapmıs olduğumuza kanaat
getireceksiniz... takdiri size bırakıyoruz.
konusmasını bitiren cumhurbaskanı arkasına döndü ve orada hazır bulunan mehteran bölüğüne ''fetih marsı''
dedikten sonra ayasofya'ya doğru yürümeye basladı. tüm devlet erkanı da arkasından geliyordu... ayasofya'nın
kapısında durdu ve kalabalığa seslendi:
arkadaslar;
açıklayacak olduğumuz kararları içeride açıklayacağız... buyrun...
dedi ve cebinden çıkarttığı koca bir anahtarla kilidi ve kapıyı açarak içeri girdi; ilk isi ayakkabılarını çıkartmak oldu.
devlet erkanı dısındakiler gelisen olayları saskınlıkla izlemeye devam ediyorlardı ve kameralar içeriye girince,
deyim yerindeyse sok oldular... yerler halıyla dösenmis, müze içerisindeki hristiyanlık figürleri tamamen
kapatılmıstı. cumhurbaskanı kürsüye ** * doğru yöneldi ve kürsüye çıkarak konusmaya basladı:
değerli basın mensupları ve saygıdeğer türk milleti;
sizi sasırttığımızın farkındayız ve bir açıklama beklediğinizi biliyoruz. bugün istanbul'un tarihini yeniden istanbul'a
devrediyoruz, alınan mgk kurulu kararıyla ayasofya'yı yeniden camii olarak ibadete açmıs bulunuyoruz. bu karar
devletimizin değisecek olan iç ve dıs politikasına sadece bir simge olacaktır, asıl mgk kararları çok daha keskin ve
etkilidir. son olağan üstü mgk toplantısında alınan kararların en önemli üç baslığı sunlardır:
1- avrupa birliği ile tüm iliskiler bugün itibarı ile kesilecektir, avrupa birliği muhatap alınmayacak, lakin
iliskilerimizin devam etmesini isteyen avrupa devletleriyle masaya oturulacaktır.
2- incirlik üssü basta olmak üzere türkiye cumhuriyeti devleti üzerindeki bütün amerikan üsleri bugün itibarı ile
kapatılacaktır.
3- önceden devlet kurumu olup özellestirilen bütün her seye el konulacak ve bu isletmeler sahibine, yani türk
milletine devredilecektir.
diğer kararlar ileriki günlerde daha detaylı bir sekilde anlatılacaktır. simdi öğle namazını ayasofya camii'nde
kıldıktan sonra ulu önderimizin karsısına çıkacağız, öğle namazından önceki vaaz için diyanet isleri baskanımızı
buraya davet ediyorum.
dısarıda adeta kıyametler kopuyordu, sevinçten ağlayanlar, oraya buraya kosanlar, birbirlerine sarılanlar,
bağıranlar, alkıslamaktan elleri kan çanağına dönenler... hepsi orada türk olmanın gururunu bir kez daha
yasıyorlardı. yıllar sonra böyle boyunduruklardan kurtuldukları için çok mutluydular. herkes evindeki, ailesindeki
derdi unutmus, cumhuriyet ilanının ilk günü gibi seviniyorlardı. gelinlik gibi süslenen sehir meydanları dolup tasıyor
''yasasın cumhuriyet'' haykırısları yeri göğü inletiyordu...
on yıllardır süren bu kokusmus siyaset ve düzenbazlık son bulmustu, çılgın türklerin torunları 10 kasım 1938'den
bu yana hiç bu kadar bağımsız olamamıslardı...

0 Comments


Leave a Comment